25 Ağustos 2016 Perşembe

1895 MARAŞ ERMENİ OLAYLARI ve AMERİKALI MİSYONERLER., BÖLÜM 2




1895 MARAŞ ERMENİ OLAYLARI ve AMERİKALI MİSYONERLER., BÖLÜM 2


Söz konusu kitapların nakledildiği sandıklarda 28 Kasım 1894 tarihinde yapılan aramada çıkan evrakta, Amerikan Koleji öğretmenleri Lee ve Mikalem'in Osmanlı Devleti aleyhinde ve Ermenistan adıyla müstakil bir devletin kurulması için Amerikan ve İngiltere halkının Ermenileri tahrik ve teşvik maksadıyla yaptıklarını anlatan belgeler ortaya çıkarılmıştı15.
Amerikalı misyonerler, askeri ve sivil idarecilerin kendilerini sıkı takip etmeleri ve her şüpheli davranışlarını göz altında bulundurmaları üzerine iyice zor durumda kalmışlardı. Bunun üzerine konsolosları aracılığıyla mahalli idarecileri Osmanlı yönetimine ve Avrupa kamu oyuna şikayetten geri kalmadıkları gibi dikkatleri başka yönlere çekmek için güvenlik kuvvetleri hakkında asılsız iftiralara da başlamışlardı. 
Mektuplarının açıldığı ve bir askerin Maraş Amerikan Kız Kolejinde okuyan iki genç kızı kolejin avlusuna kadar takip ve taciz ettiği yönünde şikayetlerini dile getirmeye başlıyorlardı 16.

Maraş Amerikan kolejindeki kız öğrencilerin Türk askerleri tarafından taciz ve takip edildikleri yönündeki şikayetlerin aslı 5 Mart 1895  tarihinde Maraş Mutasarrıflığı tarafından araştırıldığında şöyle ilginç bir durum ortaya çıkmıştır. Osmanlı zaptiyeleri Kolej etrafındaki gözetimini ve baskısını arttırınca Kolej Müdürü Lee, önce Türk subaylarını; " Askerleriniz okulumuzun etrafında ve civardaki bahçelerde çak  durur ve dolaşırlarsa iftiraya uğrayabilirler.." şeklinde ikaz etmeye çalışmış ve hemen ardından, kolejin etrafındaki güvenlik çemberinin
gevşemesi için bizzat kendisi iftiralara başlayarak, askerler Kolej öğrencisi kızlara sarkıntılık ve taciz ediyorlar şeklinde Amerikan  konsolosluğunu yardıma çağırıyordu 17.

Osmanlı jandarmalarının Maraş'ta tedbirlerini sıklaştırmalarına rağmen Yabancı rahiplerin, özellikle Fransisken rahiplerinin evlerinde ve  okullarının mahzenlerinde silah bulundurduklarına dair ihbarlar alınıyordu 18.

Alınan bütün önlemlere rağmen Maraş'ta Ermeni olaylarının patlak vermesi kaçınılmazdı. Çünkü Ermeni cemaat ve cemiyetleri ileri gelenlerinin ve Yabancı misyonerlerin bunlara yaptıkları yardımlar, yurt dışında yayımlanan gazeteler deki haberler Ermeniler lehine ve Osmanlı Devletini zor durumda bırakan bir hal almıştı. Ekim 1895 tarihinde olaylar patlak verdi ve kısa sürede bastırıldı. Hatta Amerika Osmanlı Devletindeki vatandaşlarını korumak maksadıyla, dostluk gösterisi şeklinde Marblehead gemisini Doğu Akdeniz'e göndermişti. 
Öte yandan Avrupa Devletleri Maraş ve havalisinde Ermeniler lehine ıslahat yapılması için Osmanlı Devletini zorlamış ve 19 Ekim 1895 tarihinde ikna etmişti 19.

Amerikalıların 1895 Maraş Ermeni olaylarındaki etkileri, müdahaleleri ve Ermenilere yaptıkları vaatlere bir diğer örnek de 3 Kanunuevvel 1311 (15 aralık 1895) tarihinde yakalanan, Maraş ermeni Fesat komitesi reisi ve Kırklar Kilisesi Baş Papazı Dernihabetyan Dirgovan'ın polis dairesinde alınan ifadesidir.

Dernihabetyan, polis dairesinde alınan ifadesinde, yukarıda adından sıkça söz ettiğimiz Maraş Amerikan Kız Koleji Müdürü Lee ile ilişkisinin sorulması üzerine; Amerika'daki Ermenilerin ricası üzerine Amerikalılar ve İngilizlerin Berlin Konferansının 61. maddesi gereğince Osmanlı Devletindeki Ermenilerin hamisi olduklarını ve Ermenileri sadece Türklerden değil Kürt ve Çerkeslerden de koruyacaklarına dair söz verdiklerini söylüyordu. Yine Dernihabetyan aynı ifadesinde kendisine gelen bazı mektupların ve bu mektuplarda yer alan gazete 
kupürlerinin ne mana ifade ettiği sorulduğunda: "... İngiltere'nin sabık Başvekili Glaldston evvelce İngiltere'de teşekkül itdiğini 'arz itdiğim meclisde dimiş ki Türkiye Hükümeti dört şey üzerine mü'essisdir.

Birinci rüşvet, ikinci haksızlık, üçüncüsü ie'addî ve zulm, dördüncüsü Ermenileri mahv itmekdir. Şu hâlde Ermenilerin muhâfazasıyla ıslâhatın icrasına İngiltere hükümetince çalışmalıdır." şeklindeki Gladston'un bir nutku olduğunu söylüyordu. Devamında da; Amerikalı Mekalim ve Mister Lee'nin yanma devamlı giderek onun evinde toplantılar düzenlediklerini, Avrupa'dan haberleri onlar aracılığıyla aldıklarını söylüyordu. Hatta kendisine Zeytun ve Maraş'taki olayların nasıl ve kimin emriyle çıkarıldığı sorulduğunda; önceleri İskenderun vasıtasıyla 
Amerika ve İngiltere ile haberleşildiğini ancak Baron Agasi'nin gelmesi üzerine olaylara, merkezden yani Londra'dan verilen emir üzerine başlandığını itiraf ediyordu 20.

Yine Maraş'ta Ermenilerin Türklere karşı tutumunu ortaya koymak bakımından, Ermenilerin Maraş ve Halep bölgesinde söyleye geldikleri aşağıdaki üç şarkı bunun en somut örneğini teşkil etmektedir. Ermenilere âit bu üç şarkı Halep'teki Fransız konsolosu tarafından Fransızcaya çevrilerek Paris'e yollanmıştır.


Üç Şarkının Tercümesi

I Halep, 8 Ocak 1892

Savunalım kendimizi
Kanımızı emen Türkler'e karşı
Şiddetle savunalım
Ve kurtaralım kendimizi.
Seyirci kalıyor bizim sefaletimize
Bulgar'ın hâmisi Avrupalı,
Vatan sevgisiyle
Beslesin Ermeni anneler çocuklarını
Bir de İngiliz Gladston'a
Sevgi hisleriyle...
Ey Amerika'yı mekan tutan hürriyet
Unutma Ağrı dağını
Bu dağda Haikos soyundan geleni unutma
Ona da yardım et.


II Halep, 22 Ocak 1892


Uyumayınız
Genç Hıristiyanlar
Alınız silahlarınızı
Kız kardeşlerinizin yardımına koşunuz
Savununuz onların kirlenen namusunu.
Siz ey zavallı Ermeniler
Seçmediniz mi hâlâ
Çocuklarınızı zafere götürecek komutanları Seçmedinizse eğer utanın, utanın...


III Maraş, 17 Ocak 1898


Pek utanç verici oldu sonu babamın
Öldü yatağında Türkler'le savaşmadan
Bense hiç layık değilim Zeytunli adına
Çünkü ancak üç Türk öldürdüm.
Böyle ölmek istemiyorum
Birçok Türk'ü öldürmeden
Ölmek, ölmek istemiyorum.


Bu Üç Şarkı tahlil edildiğinde ortaya çıkan sonuçları şu şekilde sıralamak mümkündür:

1- Ermeni komitacıları, misyonerleri ve şâirleri bu tür şarkılarla Ermeni halkına özellikle yeni yetişen genç nesillerine Türk düşmanlığını aşılamak istiyorlar.

2- Türklere karşı nefret, kin ve düşmanlık hisleriyle doldurdukları Ermenileri Osmanlı Devleti'ne, kanunlarına ve Müslüman Türk halkına karşı isyana davet etmektedirler.

3- Ermeni komitacılarının, giriştikleri veya girişecekleri isyan hareketinin sonucundan da emin olmadıkları anlaşılıyor. Zira kendi güçlerine ve halklarına tam güvenemiyorlar. Bu yüzden Avrupalılara ve Amerika'ya sesleniyorlar. Onlardan yardım bekler psikozu içindeler. 
Dolayısıyla bir taraftan Türklere meydan okuma, öbür taraftan da Avrupalılara dönüp, ne olur Bulgarları kurtardınız, bizi de kurtarın gibi cesaretsiz bir tavır sergileyerek çelişki içine düşmüş oluyorlardı.

Bu çelişki veya ikilem Ermenileri ele vermektedir. Şöyle ki; Ermenilerin maksadı Osmanlı Devleti'ne karşı bir istiklâl savaşı vermek değil, fakat isyanla, suikastla, yağma ile Hıristiyan Avrupa'nın dikkatini çekerek Avrupalılara Anadolu'da zorla sun'i bir Ermenistan devleti kurdurmak tı. Onun için daima olay çıkartmışlardır. Bununla beraber Avrupalı devletler, henüz millet olamamış, belli bir bölgede oturmayan, nüfusu ve coğrafyası belirsiz olan Ermenilere devlet kurmakta tereddüt etmiştir.

4- Bu şarkılar Ermenilerde vatan şuuru olmadığını da göstermektedir. İngiliz başkanı Gladston'a olan sevgiyle, vatan sevgisini eşit tutmaktadır. Bu da gösteriyor ki, Ermeniler kendilerini himaye edecek, kendilerine devlet kuruverecek bir hami arıyorlar. Ayrıca bu Gladston sevgisi de İngiltere'nin Ermeni olaylarındaki payını göstermesi bakımından önemlidir.

5- Ermenilerin Türkleri öldürdüklerini, ancak kâfi derecede Türk öldürmedikleri için üzüldüklerini görüyoruz. Bu da Ermenilerin masum olmadığını gösteriyor.

6- Ermenilerin, kendilerini zafere götürecek lider veya devlet adamı niteliklerine sahip bir kimseyi bulamadıkları anlaşılıyor. Bu yüzdendir ki, kendilerini komitacılıktan kurtaramamışlar ve daima komitacı usulleriyle başarıya ulaşmaya çalışmışlardır. Bu usulün iyi bir yol olmadığını da tarih Ermenilere acı bir şekilde öğretmiştir.


Türkler aleyhine sokaklarda, dini ayinlerde Ermeniler tarafından söylenen bu tür şarkılar ve Ermeni komitelerin isyan hazırlıkları psikolojik zeminde Türk-Ermeni ilişkilerini gerginleştirdi.
Bunun ilk sonucu 1895-1896 Zeytun ve Maraş isyanı oldu. Bu isyandan sonra Ermeniler yine de boş durmadı. Bu sefer daha geniş çapta hazırlıklara başladılar. Bu hazırlıklar 1909'a kadar devam etti ve neticede Adana isyanı patlak verdi. Ermenilerin bu hazırlıkları ve faaliyetleri neydi?

Bunları şu şekilde sıralamak mümkündür:

1. Hınçak ve Taşnak komiteleri bölgede (Adana-Maraş-Cebel-i Bereket) teşkilatlanmaya ve propagandaya hız verdiler.

2- Ermeni din adamları ve Avrupalı - Amerikalı misyonerler kilisede, okullarda Ermeni cemaatine Müslüman ve Türk düşmanlığını aşılamaya devam ettiler.

3- İsyan hazırlıkları için para lazımdı. Bu maksatla Avrupa'da, A.B.D.'deki Ermeniler para toplayarak bölgedeki komitelere yolluyorlardı. Buna ilaveten Adana-Maraş bölgesindeki zengin Ermenilerden zorla para alıyorlar ve vermeyenler öldürülüyordu.

4- Özellikle Adana bölgesinde Ermeni nüfusunu artırma, diğer bölgelerden buraya Ermeni göçünü teşvik ediyorlardı ve hatta pek çok insanı getirtmişlerdi de. Bunlar arasında meşhur Ermeni isyancıları, sosyalist, anarşist, milliyetçi Ermeni liderleri de vardı.

5- Yeni gelen Ermenileri yerleştirmek ve fazla araziye sahip olmak için Adana bölgesinde toprak ve bina gibi gayr - i menkul mal satın alımına hız verdiler 21.

Sonuç olarak; Ermeni çeteleri Amerikalı ve diğer yabancı misyonerlerden aldıkları her türlü maddi manevi yardım ve en önemlisi cesaretle Müslüman Türk ahaliyi katletmeye, köyleri yakıp yıkmaya başlamışlardı. Dışarıdan aldıkları taktik ve destekle de daha organize bir şekilde devlete karşı isyan hareketlerini arttırarak devam ediyorlardı. Maraş ve Zeytun isyanları sonunda bölgedeki amerikan misyonerleri Ermeni köylerine bizzat yardım etmişlerdir. Türk köyleri ise harap vaziyette kalmışlardı. Buna rağmen, ermeni komiteleri Avrupalı devletlerin ve Hiristiyan misyonerlerin maddi ve manevi desteğinden cesaret alarak Türklere karşı nefret ve düşmanlık duygularını yaymaya ve yeni bir 
isyan için hazırlıklara devam ettiler.

DİPNOTLAR;

1 Amerikalı Misyonerlerin ve özellikle ABCFM'nin Anadolu'daki faaliyetleri hakkında bakınız; Düşen İnce Erdoğan, "Amerikalı Misyonerlerin Ermeni İsyanlarının Çıkmasmdaki Etkileri", Süleyman Demire! Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı: 9, Isparta-Arahk-2003, ss. 147-166.
2 Ayten Sezer, "Ermeni Meselesi ve Misyonerler", Yeni Türkiye, ermeni Meselesi özel Sayısı, sayı: 38, cilt: II, Mart-Nisan 2001, s. 964-965.
3 İlknur Polat Haydaroğlu, Osmanlı İmparatorluğu 'nda Yabancı Okullar, Kültür Bakanlığı Yay. Ankara 1990, s. 141.
4 Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Bâbıâlî Evrak Odası Sadaret Evrakı Mektubi Kalemi, Mühime (A.MKT.MHM.), 715/8,Lef: 3, 5.
5 BOA, A.MKT.MHM., 715/8, Lef: 11.
6 Maraş Sancağında kazalarıyla beraber 1898 tarihinde toplam nüfus 153020, bunların 123799'u Müslüman, 15000'i Gregoryen Ermeni, geri kalanı da diğer unsurlardı. 1898 Halep Vilayeti Salnamesi; Yine aynı tarihte (1898) Maraş merkezinde ise 52000 olan toplam nüfusun 32000'i Müslüman geri kalanı Ermeni, Süryani, Keldani, İsraili idi. Şemseddin Sami, Kamusu'l-Alam, cilt 6, s. 4262.
7 BOA, A.MKT.MHM., 715/8, Lef:4.
8 BOA, A.MKT.MHM., 713/30, Lef: 1-16.
9 BOA, A.MKT.MHM., 616/1, lef: 1-8
10 BOA, A.MKT.MHM., 616/1, lef: 9-10.
11 BOA, A.MKT.MHM., 701/14, lef: 1-2. Dahiliye Nezaretinden Sadarete yazılan, 19 Kanunusani 1310 (31 Ocak 1895) tarihli ve Sadaretten 
Halep Vilayetine yazılan 26 Kanunusani 1310 (7 Şubat 1895) tarihli şifreli yazı.
12 BOA, A.MKT.MHM., 701/14, lef: 19.
13 BOA, A.MKT.MHM., 701/14, lef: 12.
14 "... .25 kanunuevvel 1310 tarihli telgrafında mütalaasının dahi malum-1 alileri olacağı veçhile bu gibi şeylerde gayet vakitli ve ihtiyatlı davranılarak ve şüpheli eşhasın hal ve hareketleri kendilerine sezdirilmeyecek surette nazar-ı teftiş ve tefehhüste tutularak hükumetçe haklarında icra kılınacak muamelata esas ittihaz edilebilecek ve hiçbir tarafta itirazına meydan vermeyecek surette kavi ve kafi ola ve berahiyet-i kanuniye elde edildikten sonra muamelata itibar edilmek dahi bilahare tedbir-i şedide ittihazına mecburiyet hasıl olmamış ve bir 
takım kıyl-ü kal vuku bulmaması içün bunları efkar-ı sakimeden vazgeçirecek istimale! çarelerini dahi düşünmek levazım-ı hükümet ve siyasetten olup yoksa gereken usulen bil-muayene imrar olunan bir sandığın tekrar muayenesine ve esbab-ı zaife ite yerli ve ecnebi bir takım eşhasın hapis ve teb 'id gibi ağır cezalarla tecziyesine kalkışmak muvafık-ı kanun ve kaide olmadıktan başka Avrupa matbuatınca bir çok neşriyat-ı bed-hevahaneye sebep oldukta bu yüzden Babıali 'ye dahi mütevaliyen müracaat ve şikayat vuku bulmakta olduğundan o gibi ittihaz hakkında o yolda ve menafi devletin mahvını temin edecek ve ifrazat ve şikayata ser- deşte viremiyecek suretle ifayı muamele edilmesi.:', 
15 BOA, A.MKT.MHM., 701/16, lef: 1-4.
16 BOA, A.MKT.MHM., 701/18.
17 BOA, A.MKT.MHM., 701/19, lef: 3.
18 BOA, Y.PRK-ASK, 107/86.
19 BOA, A.MKT.MHM., 701/14, lef: 1.
20 Recep Karacakaya, Kaynakçalı Ermeni Meselesi Kronolojisi (1878-1923), Başbakanlık Devlet Arşivleri Yay., İstanbul 2001, s. 36 37.Y.PRK.ZB,   17/29.
21 Bayram Kodaman, Ermeni Macerasıflarihi ve Siyasi Bir Değerlendirme), İsparta 2001, s. 78-82; Bayram Kodaman, "Üç Ermeni Şarkısı", Ermeni Meselesi Üzerine Araştırmalar, Yayına Haz: Erhan Afyoncu, İstanbul 2001, s. 111-115.


 ****

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder